Prof.Dr. Okuyan: Enerjisi yetmeyen ülkeden enerjisini satan ülkeye

Şanlıurfalı olan Balıkesir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Okuyan, 1980’lerde günlük enerji kesintilerinin yaşandığı Türkiye’nin akılcı enerji politikaları ve enerji çeşitliliğiyle çok önemli bir ülke haline geldiğini belirterek, “30-35 yıl önce günlük 4-5 saat enerji sıkıntıları olduğu noktadan bugün enerjisini başka ülkelere satabilecek noktaya gelen, böyle bir hedefi olan ülke haline geldik” dedi.

Şanlıurfalı olan Balıkesir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Okuyan, akademik hayatının büyük bir bölümünü yenilenebilir enerji üzerine çalışmalar yaparak geçiren bir isim.

Nükleer mühendisliğinin yanı sıra makine mühendisliği diploması da bulunan Okuyan, farklı ülkelerde yenilebilir enerji konusunda bakanlıklara danışmanlık da yaptı.

Özellikle yenilenebilir enerjiyle ilgili çalışmalar yürüten Prof. Dr. Okuyan, Şanlıurfa’da BİHA’nın sorularını yanıtladı.

OKUYAN: BUGÜN BÜTÜN SEÇENEKLER VAR ÜLKEMİZDE

“Enerji benim hayatımın çok önemli bir parametresi haline geldi” diyen Okuyan, Türkiye’nin 30-40 yıl önce enerji konusunda yaşadığı sıkıntıları hatırlattı. Okuyan, “Türkiye, 1980’li yıllarda günde 4-5-6 saat enerji sıkıntılarının yaşandığı bir süreçten geçti. Ama günümüzde doğru akılcı enerji politikalarıyla ve enerji çeşitliliğiyle bugün devletimiz artık insanlara enerji konusunda kesintisiz bir arz güvenliği sağladı. Bugün bütün seçenekler var ülkemizde. Klasik olarak yıllardan beri enerji kaynağı olarak kullandığımız hidrolik enerji, termik enerjinin yanında şimdi yenilenebilir enerji kaynakları, özellikle rüzgar ve güneş başta olmak üzere jeotermal enerji kaynakları da ciddi yerli enerji kaynakları olarak sisteme katkıda bulunuyor” dedi.  

“GELİŞMİŞ ÜLKELER KATEGORİSİNE SIÇRIYORSUNUZ”

Prof. Dr. Cemal Okuyan, Türkiye’deki santral çalışmalarının sürdüğü nükleer enerjinin önemine değindi.

“Nükleer santrale sahip olduğunuz zaman gelişmiş ülkeler kategorisine hemen sıçrıyorsunuz” diyen Okuyan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Son 30 yıllık bir süreçte Türkiye’nin büyük bir hayaliydi nükleer santrale sahip olmak. Nükleer santrale sahip olduğunuz zaman gelişmiş ülkeler kategorisine hemen sıçrıyorsunuz. Akkuyu’da nükleer santralin projelendirilmesi uzun zamandır yapılıyordu, çok gelgitler yaşandı. Sonunda Ruslarla devletimiz bir anlaşma yaptı. Santralimiz çok yakında, 2023’de devreye girer ve topluma enerji konusunda destek verir hale gelecek.”

Nükleer santralin ikincisinin Sinop’ta yapılacağını ve üçüncüsünün de Trakya bölgesinde planlandığının bilgisini veren Okuyan, “Türkiye enterkonnekte şebekeyle ürettiği enerjisini Anadolu’nun her tarafına yayan, sevk eden anlayışa sahip. Enerjinin en fazla tüketildiği bölge İstanbul ve çevresi, yani sanayimizin çok yoğun olduğu bir bölge. 3. nükleer santralde Trakya’da yapılacak. İstanbul, İzmit gibi bölgenin ilerideki muhtemel enerji sıkıntısını onunla çözecek” diye konuştu.

“DÜNYADA BU İŞİ YAPAN 4-5 ÜLKE VAR”

Prof. Dr. Cemal Okuyan, Türkiye’nin yenilenebilir enerji konusunda büyük yatırımlar gerçekleştirdiğini söyledi.

Türkiye’de bir firmanın güneş hücrelerinin yapımına başladığını belirten Okuyan, şunları kaydetti:

“Güneş hücrelerini biz üretiyoruz. Bu çok önemli. Dünyada bu işi yapan 4-5 ülke var. Güneş santrallerinin yanında rüzgar tribünleri konusunda da bu tribünlerin ana gövdesini Türkiye kendisi imal ediyor, kanatlarını kendisi yapıyor. Nasel grubu dediğimiz jeneratör grubunda çok rahat bir şekilde yapabileceğimiz bilgi birikime sahip bir ülkeyiz. Enerji konusunda petrolümüz yok denecek kadar az ama yenilenebilir enerji kaynakları konusunda çok iyi mühendis ve teknik altyapıya sahip Türkiye, beyin gücüyle bu politikayı çok rahat bir şekilde yürütebilecek ve dünyaya örnek olabilecek bir konuma gelmiş durumda. Bu konuda çok şanslıyız ve akılcı politikalar izliyoruz.”

“ENERJİSİ FAZLA OLAN ÜLKE HALİNE GELECEĞİZ”

Türkiye’nin konumunun önemine vurgu yapan Okuyan, birçok ülkenin enerji kaynaklarını aktarmada Türkiye’yi köprü olarak gördüğünü anlattı. Okuyan, şunları dile getirdi:

“Yumurtalık petrol hattıyla Irak petrolünün Akdeniz’e akıtılması söz konusuydu. Arkasından Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı, arkasından Mavi Gaz doğal gaz hattı, arkasından TANAP projesi… Şimdi Avrupa’ya Ortadoğu’daki, Mısır’daki ve muhtemelen İsrail’deki doğal gazı da bizim üzerimizden köprü olarak aktarma şansımız olacak. İran bu sisteme katılmak istiyor. Azerbaycan katıldı. Daha geçen hafta Kazakistan enerji ve ulaştırma bakanları Azerbaycan ve Gürcistan üzerinden Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattına bağlantı sağlayarak petrolünü bizim üzerimizden satmaya çalışıyor ve bu da gerçekleşecek yakın zamanda. Bunların anlamı şu; Türkiye, dünyanın enerji konusunda lider ülkesi, çok kritik bir ülkesi ve bu politikanın beyni, aklı, kalbi olacak noktaya geldi. Hükümetimizin ciddi oranda rezerv tahminleri var Akdeniz’de, Karadeniz’de, bunların vatandaşların hizmetine sunulmasıyla biz enerji konusunda enerjisi fazla olan bir ülke haline geleceğiz. Yani 30-35 yıl önce günlük 4-5 saat enerji sıkıntıları olduğu noktadan bugün enerjisini başka ülkelere satabilecek noktaya gelen, böyle bir hedefi olan ülke haline geldik. Bu mutluluk verici bir şey”.

“URFA’NIN PROFİLİ ÇOK DEĞİŞTİ”

Prof. Dr. Cemal Okuyan, Şanlıurfa’nın güneş enerjisi açısından çok şanslı bir kent olduğuna dikkati çekti. “Urfa, güneş aldığı süre ve radyasyon düzeyi açısından çok şanslı bir şehrimiz” diyen Okuyan, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

“Özellikle GAP projesi ile Urfa’nın profili çok değişti, çok büyüdü. Urfalılar devletine sadık vatandaşlar olduklarını proje ile gösterdi. Bugün Şanlıurfa’da çok büyük girişimciler var. Şanlıurfa 40 yıl önce kaçakçılık sektörüyle tanınan bir kentti ama bugün Türkiye’nin imalat sektöründe, tarım ve sanayi sektöründe Urfa, Türkiye’nin gözbebeği bir şehri haline geldi. Bunu da nüfus yoğunluğundan hemen görüyoruz veya kişi başına düşen gayrisafi hasıla değerleriyle görüyoruz. Çok ciddi göç aldı ama bu göçü de kendi içinde sindirmeyi başardı. Urfa takdire şayan bir şehrimiz”.

PROF. DR. CEMAL OKUYAN KİMDİR?

Makine Mühendisliği eğitimini tamamladıktan sonra, İTÜ Nükleer Enerji Enstitüsünde lisansüstü öğrenimini tamamladı.

Lisansüstü öğrenimi sonrasında, Milli Eğitim Bakanlığı’nın "Reaktör Dizayn ve Emniyeti" konulu yurt dışı doktora bursunu (İngiltere) ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA, Viyana)’nın karşılıksız yurt dışı araştırma bursunu (A.B.D.) kazandı.

ITÜ Nükleer Enerji Enstitüsü TRIGA Mark-II araştırma reaktörünün montajında, Balıkesir Mühendislik Fakültesinde, Asistan, Öğretim Görevlisi ve Fakülte Bilgi İşlem Merkezi Yöneticisi olarak çalıştı. Daha sonra. "Güneş Yardımlı Isı Pompası ile Bina Isıtması" konulu doktora tezini tamamladı ve Stuttgart Üniversitesinde, DAAD bursiyeri olarak, güneş enerjisi (fotovoltaik sistemler) üzerine çalıştı. 1994 yılında “Doçent” unvanını aldı. 20.01.2000 tarihi itibariyle Profesör kadrosuna atandı.

Çeşitli dönemlerde: Almanya, Avusturya, Rusya, Mısır, Ukrayna, Polonya, Moldova, İspanya, Hollanda, Fransa, Litvanya, Letonya, Estonya, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Irak, Belarus, ABD, Andora, Fas, İngiltere, Moğolistan ve Portekiz’de mesleki konularda araştırma ve incelemelerde bulundu.

Dicle Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi’nde "Dekan Yardımcısı", "Bölüm Başkanı" ve "Üniversite Senato Üyeliği" görevlerinde bulundu. Üniversite tarafından TÜBITAK temsilciliğine seçildi. Daha sonra, Harran Üniversitesi Mühendislik Fakültesinde "Makine Mühendisliği Bölüm Başkanlığı" ve "Üniversite Senato Üyeliği" görevlerini yürüttü. Balıkesir Üniversitesi Gönen Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğü’nü, Balıkesir Üniversitesi Rektör Yardımcılığı görevini, Balıkesir Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğünü,Balıkesir Üniversitesi “Gönen Jeotermal Enstitüsü” Müdürlüğünü yürüttü. Çeşitli sürelerde, Balıkesir Üniversitesi Senato ve Üniversite Yönetim Kurulu üyeliklerinde bulundu.

Nisan 2018 de, Ukrayna’da 5 farklı ülkeden 7 üniversitenin katılımıyla düzenlenen “3. Uluslararası Avrasya Ekonomi ve Sosyal Bilimler Kongresi, UKUEF’in düzenleme komitesi başkanlığını yaptı. Şubat 2018 de, “İpekyolu Stratejik Araştırmalar Merkezi” adlı Türk dünyası sivil toplum örgütünün genel sekreterliğine seçildi.

Basılmış olarak; “İç Hava Kalitesi (Kazakistan’da yayınlanmış), "Isı Transferi" ve "Isıtma" adlı eserleri, çeşitli dergilerde yayınlanmış makaleleri, yurtiçi ve yurtdışı olmak üzere çeşitli bilimsel etkinliklerde sunulmuş bildirileri bulunmaktadır. İyi derecede İngilizce ve Rusça ve orta derecede Kazakça bilmektedir. Evli ve 2 çocukludur.

BİHA